Uzun zamandır görüşemediğiniz halde bir arkadaşınıza ihtiyacınız olduğunda onu arayıp kolayca, sana işim düştü diyebilir misiniz?
Ya da ben bu işi beceremiyorum, aklım ermedi diyerek yardım isteyebilir misiniz herhangi birinden?
Hatta daha da ileri boyutunda bir konuda sizden yardım isteyen birine “ Sen, şu arkadaşımı ara, benim ismimi ver. O sana yardım eder” diyebilir misiniz kolayca. Üstelik sizin onu arayıp, bu bilgiyi bile ona vermenize gerek kalmadan?
Ben hepsini kolayca yapabilirim. Sadece kimden yardım isteyip, kimden istemeyeceğimi seçerim. Neye göre mi? Karşımdaki kişinin vermeyi sevip sevmemesine ve onunla ilişkimizdeki karşılıklı güvene göre. Güvenden kastım; öncelikle karşımdaki kişinin yardımlaşma konusundaki niyetini, tutarlılığını, becerisini ve sonuçlarını bilmektir. Her şeyden öncesi, hayata kazan-kazan mantığında bakabilmesidir. Kazanmak ise ; çıkar elde etme kurnazlığı değil de, birbirimizle var olmanın ve hepimizin birbirine ihtiyacı olduğu bilincine varmış olmak…
Elini versen, kolunu kaptırırsın atasözüne bayılırım. Zira bu, ben kazanayım-sen kaybet mantığının en belirgin ifadelerinden biridir. Medyada yirmi yıla yakın ve kilit yönetici koltuğunda oturmuş biri olarak çıkarcı ve sahte pohpohçuları yakından tanıma fırsatım oldu. Bu tarz kişiler, size ihtiyacı olduğu sürece istediğiniz her konuda size yardım ediyor gibi gözükürler. Ancak ne zamanki siz koltuğunuzu kaybedersiniz, onlar da sabun köpüğü kadar kolayca kaybolurlar.
Peki yardım istemek neden zordur ?
Bence her şeyden önce kişi; yardım etmeyi, onun insan yaşamına kattığı değeri ve hayatın paylaştıkça çoğalacağını deneyimlememiş veya bilmiyorsa yardım istemeyi bilmesi de zordur. İçten içe ben zor durumdayken kim yanımdaydı ki diyordur. Veya yardım istediğinde birçok kez rededilmişse veya kendisine bu yardım karşılığında belli şartlar koşulmuşsa yılgın olabilir. Ama yine bence bu konuda en önemli faktörlerden biri; özgüven eksikliğidir. Yardım istersem insanlar benim “zayıf ve yetersiz” olduğumu düşünebilirler mantığı bir nevi. Bu, aynı zamanda kişinin kendisiyle verdiği bir savaştır. Özgüven; her şeyden önce kişinin kendi varlığını olduğu gibi kabul edebilmesi ve kendi gelişim alanlarına hoşgörü gösterebilme becerisidir. Bunu yapabildiğimiz anda yardım istemeyi bir zayıflık dramından çıkarıp, bir gelişim serüvenine dönüştürebiliriz.
En son ne zaman hiç tanımadığınız birine, hiçbir sebep yokken yardım ettiniz?
Hayatta ayaklarımı yerden kesen en önemli sorulardan biridir bu ve koşturmaca içinde geçen hayatımda bir ara durur, bir nefes alır ve kendime bunu sorarım. Eğer, son birkaç hafta içinde bu soruya yanıt bulmadıysam, hayata yaklaşımımı gözden geçiririm. Bu yardımın illa karşınızdaki kişinin farkında olduğu şekilde gerçekleşmesi de gerekmez üstelik. Neyi mi kast ediyorum? Size öfkeyle yaklaşmış birinin duygularını anlamaya çalışıp, onunla empati kurarak kurduğumuz bir cümle veya gülümsememiz bile yardım etmemiz olabilir. Mesela bugün aradığım bir çağrı merkezi çalışanın sesi çok kötüydü ve belli ki kötü bir gün geçiriyordu. Sorduğum her soruya verdiği yanıtı sinirliydi. Konuşma sonrasında “ iyi ki varsınız ve bana yardımcı oldunuz” dedim. Şaşırdı ve “siz de” dedi. Telefonu kapatırken sesi çok daha iyiydi. Ben ona, kendisini daha iyi hissetmesi için yardım etmiştim.
Yardım etmek zor mudur?
Bence yardım etmek, bu dünyada mutluluğa açılan en büyük ve geçilmesi en kolay kapılardan biridir.Ve yaşam yolculuğunda hiç tükenmek bilmeyen ve hayat veren bir su gibidir. Nasıl ki su akar, yolunu bulursa, yardımlaşma da öylesine doğal ve akıcıdır.
Ve her birimizin aslında tek ve bir olduğunu anlamanın da herhalde en felsefi yollarından biridir. Bunu fark ettiğimizde, hiç de yalnız olmadığımızı ve ihtiyacımız olan her şeyin, zaten yanımızda olduğunu görmemiz mümkün olacak.
Bir elin nesi var, iki elin sesi varsa
Milyarca eli hayal bile edemiyorum.
Ya siz?
Başak Tecer
Sitede Başak Tecer imzasıyla yer alan her türlü makalenin tüm hakları saklıdır. Hiçbir şekilde izinsiz kopyalanamaz, alıntı yapılamaz. Marka patent no: 2014-32347.Aksi bir durumda yasal işlem başlatılmak zorunda kalınacaktır.