
John Maxwell’den bir makale, anlam çevirisi yapılmıştır.
“Harika bir takımın gücünü kullanın, mümkün olduğunu anladığınızda hayal ettiğinizin üzerinde şeyler başaracaksınız.”
27 yıldan daha uzun bir süre önce, bir Amerikan Kolej takımı bahislerde yenilemez görülen, favori Sovyet takımını yendi ve bunun üzerinden çok geçmeden 1980 Kış Olimpiyatlarında altın madalyayı kazandı.
Sports Illıstrated takımın altın madalyaya koşması üzerine “Bu ABD spor tarihinin belki de en unutulmaz anı olacak” yazdı, ve devam etti: “Bütün bir ulusu coşturan bir an.”
Ülkeyi -veya en azından profesyonel basketbolu seven bir kısmını- coşturan diğer bir takımsa, 1995-96 Şikago Bulls. Michael Jordan, Scottie Pippen ve Dennis Rodman gibilerinin liderliğinde bu takım, bütün zamanların en iyi sezon rekorunu kırdı (72-10) ve 1996 NBS finallerinde Seattle SuperSonics bozguna uğratarak devam etti.
1980 ABD hokey takımı ve 1995-96 Şikago Bulls oldukça farklıydılar. Biri az tanınan amatörlerden oluşuyordu, diğeri profesyonel süper starlardan. Biri ciddi bir ezik, diğeri yıl boyunca baskın bir güçtü. Bu ve diğer farklılıklara karşın, her ikisi de Amerikan tarihinde en büyük spor takımları listesinde kolayca boy gösterebilir.
Özellikle benim kadar takım çalışmasına önem verenler için, bu iki grup sporcuyu hedeflerine ulaşmak için birbirleriyle kaynaştırmanın yolu, ilham vermek. Bireysel olarak hiçbiri – büyük yetenek Michael Jordan bile –birlikte yaptıkları şeyi başaramazdı. Onlar başarmak için bir diğerine ihtiyaç duydular.
40 yaşıma kadar takım çalışmasının önemini şimdi anladığım kadar açık idrak edemedim. Hayatımın ilk yarısını değerlendirmeye başladığımda cesaretimi kaybettim, çünkü şimdiye kadar başarmayı istediğim şeyleri yapamadığımı farkettim. Disiplinliydim, sıkı çalıştım ve insanlara yardım ettiğimi düşünüyordum. Fakat bir şey eksikti.
Sonunda bu şeyin ne olduğunu farkettim. Her ne kadar kendimi geliştirmeye konsantre olsam da, iyi bir takım oluşturmaya yeterince odaklanmamıştım. Çıkardığım sonuç, bunun büyük bir hata olduğuydu. Bu beni bütün potansiyelimi kullanmaktan alıkoymuştu.
40 yaşımda başarımın kabiliyetlerim, yeteneklerim ve bana karşıma çıkan fırsatlar tarafından belirlenmediğini farkettim. O iyi bir takım kurabilmeme göre belirlenecekti. Bu farkındalık insanın hayatını o kadar değiştirici idi ki; benim Liderliğin 21 Reddedilemez Yasası –Beyin Takımı Yasası- ‘dan biri olan, size en yakın kişilerin sizin başarı seviyenizi belirleyeceği maddesini doğurdu. O zamandan beri, takımımı geliştirmek benim bir numaralı önceliğim oldu. Bugün bile -16 yıldan daha fazla bir süre sonra- başka her şeyden çok enerjiyi, zamanı ve kaynağı beyin takımımı geliştirmeye ayırıyorum.
Sonuçlar çabaların hakkını veriyor, çünkü benim takımım benim işimi yapıyor.
- Benim takımım beni olduğumdan daha iyi yapar. Eğer, takımımın üyeleri burada olsaydılar, onlarda size aynı şeyi söyleyeceklerdi.
- Benim takımım benim değerimi katlar. Bu insanlar konu diğer insanlara katkıda bulunmaya gelince benim değerime katkı yapmaz, onu fazlasıyla katlarlar.
- Takımım yapabileceğimin en iyisini yapmamı sağlar. Çünkü benim beyin takımımın üyeleri beni tamamlar ve iyi yapmadığım şeyleri yapar, ben iyi yapabildiğim şeyler üzerinde odaklanabilirim.
- Takımım diğer insanların en iyilerini yapmalarına yardım etmemi sağlar. Bir takıma sahip olmam insanların benim “en etkili nokta” veya “en güçlü yön” dediğim –yeteneklerin tutkuyla buluşarak sonuç ve mükemmellik getirdiği yer- durumlarını görmem için aralarında gezmemi olanaklı kılar.
- Takımım benim için zaman yaratır. Bu güvenilir meslektaş grubu olmasaydı, herşeyi kendim yapmak veya en azından yakından gözlemlemek zorunda kalırdım. Mükemmel bir takımla, diğerleri önemli sorumluluklar alarak beni öncelikli konulara konsantre olmam için özgür bırakırlar.
- Takımım bana üstünlük sağlar. En iyi arkadaşlarımın bazılarının benim takım arkadaşlarım olduğunu söylemekten mutluyum.
- Takımım bana gönlümün istediğini yapmamda yardımcı olur. Sadece bu da değil, takım üyeleri sıklıkla beklentilerimi aşan bir şekilde onları yapmama yardımcı olur.
- Takımım benim hayallerimle benim çabalarımı birleştirir. Mükemmel bir grup insanla çevrelendiğinizde, bilinen tabiriyle T-A-K-I-M gerçekten şunu haklı çıkarır : Herkes Birarada Daha İyiye Ulaşır.
En önemlisi bu kazanımlar sadece beni ilgilendirmiyor. İyi bir takım bütün bunları her lider için yapabilir, ben 40 yaşımda yaptım, bu tek kişilik şov adamı olmayı bitirir. Andrew Carnegie ‘nin dediği gibi: “Başkalarının yardımını aldığınızda, yalnız başınıza yaptığınızdan daha iyi işler çıkarttığınızı farkettiğinizde, gelişiminizde büyük bir adım belirir.”
Kaynak: http://www.success.com/articles/277-the-miracle-of-teamwork
Bu makale Performansım E-dergi kasım sayısında yayınlanmıştır.
Önerilen Eğitimler: Takım çalışması ve motivasyon, iletişim ve ilişki yönetimi, etkin geribildirim verme ve alma, seni dinliyorum, Biz bir takımız, Müşteri odaklı iletişim, Lider yönetici