HARVARD BUSINESS REVIEW /BAŞAK TECER
Araştırmalar yeni bir işe başlayan her 4 çalışandan birinin bir yıl içinde işten ayrıldığını ortaya koyuyor. Personel devirdaimini olumsuz etkileyen faktörlerin başında ise; çalışanın iş yerine adaptasyonu esnasında yaşadığı sorunlar, potansiyelini ortaya koyamaması ve/veya bu konuda yeterince destek alamaması geliyor. Adayın uyum sağlamasına yardımcı olma amaçlı ortaya koyulan oryantasyon programlarının birçoğu da bu konuda yeterince başarılı olamıyor. Sonuç kendini yalnız ve mutsuz hisseden adaylar ve düşük performans…Peki, nerede hata yapılıyor veya oryantasyon programlarınızı daha verimli hale nasıl getirebilirsiniz?
Oryantasyonu daha verimli hale getirmek için bakış açınızı gözden geçirmenizde fayda var. Etkili bir oryantasyonun olmazsa olmazlarına bir göz atalım:
Oryantasyon bir eğitim değil, bir süreçtir.
Adayları bir sınıfa toparlayarak kurum hakkında detaylı bilgileri aktarmak, ardından da temel yetkinliklerle ilgili eğitimlere gönderip bunun adını da oryantasyon koymak yapılan başlıca yanlışlardan biri oluyor. Eğitim oryantasyon süreci boyunca kullanılacak araçlardan biri olsa dahi bir adayın işe uyumunda yeterli olamaz. Kendinizi adayın yerine koyun ve şunu sorun: Bir işe adapte olmak için ne kadar süreye ihtiyacım var? En az 6 ay değil mi? O halde birkaç günlük ve/veya haftalık eğitimlerle adayın işe uyumlanmasını sağlamak gerçekçi mi?
Oryantasyon sadece insan kaynaklarının işi değildir.
İnsanların yöneticilerini terk ettiğini bildiğimiz halde oryantasyonun hâlâ sadece insan kaynaklarının işi olduğu algısı devam ediyor. İşe yeni başlayanlar günlük rutinlerinde kimlerle beraber vakitlerini geçirecekler? Sadece sizinle mi? Yönetici ve takım arkadaşlarının kişinin işe ve ortama uyumundaki katkı ve etkisini göz ardı edebilmek mümkün mü? Onların da elini taşın altına sokmadığı bir tasarım başarısız olmaya mahkumdur; çünkü işi yaparken etrafımızdan aldığımız destek, kabullenilmemiz ve iş başında öğrenmemiz ancak çevremizdekilerin de bu konuda niyetli olmasıyla mümkündür. İş birliği ve takım çalışması gelişmiş bir kültür oluşturmak bu yüzden de kritik. Oryantasyona bir eğitim değil, proje ekibiyle yürütülen bir süreç olarak bakma zamanı çoktan geldi, geçiyor.
Kimlerin oryantasyona ihtiyacı olur?
Yeni işe başlayanlar oryantasyonun gündeminde olsa da aslında kurum içinde yatay ve dikey geçiş yapanlar, lokasyon değişikliği yapanlar ve hatta stajyerlerin de yeni görevlerinde uyum sağlamak için desteğe ihtiyaçları olur. Birçok firmada hâlâ terfi ettirilen çalışanlar çoğunlukla yeni ve zorlu görevlerinde tek başlarına bırakılıyorlar. Bu durum çoğunlukla rotasyona uğrayan çalışanlar için de geçerli. Kendilerinden beklenen yeni görev ve sorumluklara henüz hazır edilmeden adeta bir havuza atılıyor ve hızla yüzmeleri bekleniyor. Oysa bir kurumun yeni bir lokasyona taşınması bile çalışanların yeni koşullara adaptasyonunu gerektirir. Aynı durum stajyer arkadaşlar için de geçerli değil mi? Stajyerlerinizi etkin bir oryantasyon süreciyle pekâlâ kurumunuza kazandırabilir ve onlardan performans elde edebilirsiniz.
Odağınızda aday olsun.
İnsan kaynaklarının oryantasyon eğitimi adı altında yaptığı onlarca slayttan oluşan, son derece sıkıcı sunumlarının tek bir sebebi var: Sadece kurumu ve kurumun istek ve kurallarını adaya anlatma niyetleri…
Bizim şirkette prosedürler nelerdir? Biz kimiz? Tarihçemiz, misyonumuz ve vizyonumuz, lokasyonlarımız, yaptığımız işler vs vs… Oysa bir çoğu zaten web sitenizde yer alıyor. Sizce bir aday vizyon, misyon ve değerleri slaytta gördüğü için içselleştirebilir mi? Yoksa bunu süreç boyunca yöneticisinden, alınan kararlar ve yönetim tarzından mı hissedecektir? Prosedürler ve süreçlerle ilgili bilgi vermek elbette önemsiz değildir. Ancak bunu adayın pratik hayatta ihtiyaç duyacağı şekilde aktarmak da mümkündür. Adayın ihtiyaçlarını anlayabilmek için ona söz hakkı vermeniz gerekmez mi? Onun aklındaki soruları ortaya çıkarabilmek için sohbet havasında tasarlanmış bir eğitim ortamı emin olun tek yönlü iletişim yapılan bir sunumdan çok daha verimli olacaktır. Onlara hangi güçlü yönlerini işe aktaracaklarını, performanslarını ortaya koyabilmek için neye ihtiyaçları olduğunu sorun. Kimlerle çalışacaklarını ve kurum kültüründe nelerin önemli olduğunu anlatın. Yöneticiler kısa videolarla veya yüz yüze kendilerini anlatsınlar. Departmanlar hakkında bilgiyi siz değil, departman yöneticileri versin. Fabrikanıza götürün, müşterilerinizle ve kritik iş paydaşlarınızla tanıştırın. Sık sorulan sorular için bir rehber hazırlayın.
İşbaşı koçunuz olsun.
İşbaşı koçluğu kavramı mavi yakalılarda body sistemi olarak geçer ve genelde uygulanan bir yöntemdir. Ancak aslında işe başlayan her adayın 6 aylık süreç boyunca iş başındayken süreçler ve uygulamalarla ilgili danışabileceği bir yol arkadaşına ihtiyacı vardır. İşbaşı koçunun adayla aynı departmanda çalışan, deneyimli, performansı yüksek, iş yükü fazla olmayan, takım çalışmasına yatkın ve duygusal aidiyeti yüksek biri olması elzemdir.
Başarıyı ölçümleyin ve geribildirim alın.
İşe başlanan ilk günden itibaren bir hafta sonra, iki ay sonra ve altı ay sonra olmak üzere adaydan, yöneticiden ve iş başı koçundan düzenli geribildirim almak projenin başarısında en önemli faktörlerden biri. Belli birtakım formlar hazırlayarak ve yüz yüze teması sürdürerek bunu yapabilirsiniz. Ayrıca yöneticilerle fokus grup çalışmaları yaparak oryantasyondan beklentileri netleştirmeniz ve ortak bir dil oluşturma ve görev dağılımı yapmanızda da fayda var. Kurumda bir yılını tamamlamışlara ve işten ayrılanlara da bu süreçte yaşadıkları zorlukları ve gelişim alanlarınızı sorabilirsiniz.
Etkili bir oryantasyon programı maliyeti azaltır ve bir organizasyona binlerce dolar tasarruf ettirebilir. Unutmayın, insanların iş değiştirmesinin en önemli nedeni kendilerini oraya ait hissetmemeleridir.
Şimdi işe koyulma zamanı!