Başak Tecer/Harvard Business Review Türkiye
Geleceğin iş dünyası üzerine yazdığı iki kitabıyla Financial Times tarafından ödül alan Fütürist Martin Ford TED Talkstaki konuşmasında makinelerin tahmin edilebilir işleri kolayca yapabileceğini söylerken aynı zamanda yakın gelecekte kendimizi güvende sandığımız avukatlık, muhasebe, hesap uzmanlığı hatta gazetecilik gibi birçok farklı yetenek gerektiren meslek sahiplerinin bile tehlike altında olduğunun altını çiziyor. “Gelecekte insanlar iş olmadan nasıl para kazanacaklar?” üzerine olan konuşmasında içinde bir dolu insan olacak olan ekonomi arabasının içinde sürücü olacak kişilerin ancak farklı disiplinlerde düşünme ve sentez yapabilme kabiliyetine sahip kişiler olacaklarını vurguluyor.
Azalan kaynaklar ve daralan ekonomide artan işgücünün robot ve yapay zekayla vereceği mücadelede hangi becerilere sahip olan kişiler sizce ayakta kalabilecek?
Bu konuda araştırmalar yapan 70 ülkede faaliyet gösteren Eğitim ve Danışmanlık Şirketi Pearson Geleceğin işgücü raporu sektörlerin ve işgücünün değişimi üzerine birçok veri sunuyor. Hatta merak edenler için eğlenceli ve pratiğe dayalı bir site de yapmışlar. https://futureskills.pearson.com/ adresine girdiğinizde isminizi ve doğum yılınız ve mesleğinizi yazdığınızda size gelecekte mesleğiniz için kritik olan becerileri ve açıklamalarını, bu işteki büyüme oranlarına yönelik öngörüleri veriyorlar.
Pearson’ın bu araştırmasının sonuçlarına göre karmaşık problem çözebilme, özgünlük ve akıcı fikirler üretmek önem kazanıyor.
Dikkatimi çeken bir başka araştırma da Instititue For The Future tarafından yapılan Geleceğin Becerileri isimli araştırma oldu.
Bu araştırmada öngörülen bazı kişisel becerilerden bahsetmek istiyorum.
- Esneklik(resilience):
İngilizce’de resilience elastikiyet ve zorluklar karşısında hemen toparlanabilme kabiliyeti anlamında kullanılır. Yazımda esneklik kelimesini kullanmayı tercih edeceğim. Esneklik için verilen formül ise şöyle:
Esneklik ( resilience)= Cesaret+dayanıklılık+Öz yeterlik( kendi kendine yapabilme)
Farklı işlere, kültürlere, ortamlara hızla uyum gösterebilme, zorluklar karşısında tekrar ayağa kalkabilme, toparlanabilme için cesur davranma, dayanıklılık ve kendi başına zorlukların üstesinden gelebilmek olarak da özetlenebilir bu yetkinlik aslında. Amerikan Ordusu’nda Zorluklara Karşı ustalaşmak adı altında verilen bir eğitimden bahsediyor rapor. Eğitimin amacı zihinsel dayanıklılığı artırmak ve askerlerin zorlu koşullarda dahi dirençlerini koruyarak hedeflerine odaklı kalabilmelerini sağlamak…
Araştırmacıların son dönem irdeledikleri bir başka konu ise uzun vadeli hedeflere odaklanıldığında girişimcilikte esneklik ile cesaret ve azim ile tutku arasındaki ilişki. Özellikle de esneklik ve cesaret arasında zor durumlar karşısında ısrarcı davranabilmek gibi bazı ortaklar yönler var. Bu konuda dünyadaki en iyi örneklerden biri Mc Donalds’ı yerel bir hamburgerciden çıkararak dünya devi bir restoranlar zinciri haline getiren Ray Kroc’tur. Pazarlama zekasıyla şirketi hızla büyüten Kroc birçok kez çok farklı alanlarda şansını denemiş azimli bir girişimciydi. Birçok kez iflasın eşiğinden dönen girişimci, cesaret ve dayanıklılığı sayesinde sadece % 1 civarında hissesi olduğu restoranları kurucularından satın alarak şirketi aynı zamanda bir emlak devi haline getirmeyi başardı. 2016 yılında vizyona giren The Founder Filminin son sahnesinde Kroc başarıyı şöyle tanımlıyor:
Kararlılık ve ısrarcı olmak! Ve devam ediyor:
“Dünyada sağlam bir azmin yerini hiçbir şey tutamaz. Yetenek tutamaz. Yetenekli ama başarısız birçok kişi var. Akıl tutamaz çünkü farkına varılmamış akıl bir klişedir. Eğitim de tutamaz zira dünya eğitimli aptallarla doludur. Oysa azim ve kararlılıkla başarabileceklerinin bir sınırı yoktur.”
- Kültürlerarası uzmanlaşma ( Cross Cultural Competency):
Araştırmada Michigan Üniversitesi Profesörlerinden Scot E.Page birbirinden farklı beceri ve bakış açılarına sahip kişilerin aynı perspektifte olanlara kıyasla daha iyi performans gösterdiklerini saptamasından da bahsediyor. Scott, farklı kültürlerde çalışabilmenin, farklı disiplinlerde düşünebilmenin kültürler arası uzmanlaşma sağlayacağı ve buna uyum sağlamanın önemine değiniyor. Ağırlıkta Türki Cumhuriyetler, Irak ve Suriye olmak üzere ülkemiz de artık birçok Avrupa Ülkesi gibi göç alıyor. Birçok kurumda expat dediğimiz yabancı uyruklu çalışanlara rastlamak mümkün. Özellikle de global bir şirkette çalışıyorsanız birçok farklı kültürden kişiyle iş yapıyorsunuz demektir. Bu sayı gün geçtikçe artmaya devam edecek. İş dünyasının sınırları çoktan kalktı. Kültürlerarası uzmanlaşmak için sadece yabancı dil bilmek yeterli olmayacak. Aynı zamanda farklı kültürlerin yaratığı çeşitlilikten faydalanabilmek, çeşitliliğe önem vermek ve bu farklılığa da açık olmak gerekecek diyor rapor. “Bizde işler öyle yürümüyor” mantığı yerini “sizde farklı ne var? Sizden ne öğrenebilirim?” mantığına bırakırken kültürlerarası iletişim kurabilme becerisi de ön plana çıkıyor.
- Sosyal zeka:
Sosyal medya ve teknolojinin yaygın kullanımı insanların birbirleriyle bağlantı kurma ve etkileşime girme hızını ve yoğunluğunu artırdı. Artık daha çok kişiyle daha az derin arkadaşlıklar kurar hale geldik. İnsanları anlama ve idare etme yeteneği anlamına gelen sosyal zekâ geleceğin en kritik becerilerinden biri olmaya devam ediyor. Sosyal zeka gerek yüz yüze, gerekse internet üzerinden yapılan iletişimleri daha doğru ve etkin yapabilmek, belki de yüz yüze hiç görüşmediğiniz biriyle uyum sağlayabilmek olarak tanımlanıyor. Sosyal zekâsı düşük kişilerin artık yönetimde pek şansı kalmayacağına da dikkat çekiliyor ve sosyal bağlantıların değerinin farkında olma ve anlamlı ilişkiler kurarak farklı kültürleri anlayabilme becerimizin de gittikçe daha fazla önem arz edeceğinden bahsediliyor.
- Sanal İşbirliği yapabilme becerisi: ( Virtual collaboration):
IBM çalışanlarının %40’ına sanal çalışma ortamı yaratarak yılda 100 Milyon USD tasarruf yaptı ve sanal ofis sistemleri ülkemizde de gittikçe yaygın hale gelmeye başladı. İşyerlerimiz; bilgisayarlarımız, akıllı telefon ve tabletlerimizle gittiğimiz ve internet bağlantısı sağladığımız her yer olabiliyor. Kurumlar çalışanlarının veri alışverişini hızlandırabilmek adına bulut sistemlerine hızla geçiş yapıyorlar. Evden çalışarak para kazanmak artık bir hayal olmaktan çıktı ve gelişmiş ülkelerde hızla yaygınlaşıyor. Bu durum hem teknolojiyi yakından takip edip, teknolojinin sunduğu imkanları anlamayı gerektirirken diğer yandan da sanal iş birliği yapmayı ve bu ortamlarda etkin bir şekilde kendini ifade edebilmeyi gerektiriyor. Gönderdiğimiz e-postaların daha anlaşılır olması, elektronik ortamlarda yapılan toplantıları daha verimli yönetmemiz, iş takibi ve planlamaları yaparken Outlook gibi elektronik ajandaları daha etkin kullanmamamız kritik hale geldi.
Makalemi Darwin’in meşhur cümlesiyle bitirmek istiyorum:
“Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan… Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.”