En son ne zaman birine “ne hissediyorsun” diye sordunuz? Nerdeyse hiç sormuyoruz değil mi? “Nasılsın?” diye sorduğumuz soruya aldığımız cevap çok kötü olmadığı sürece de karşımızdakinin duygularını duymuyoruz.
Yanılıyor muyum?
Bize duygularımızı gizlememiz öğretildi çünkü. Genelleme yapmak değil amacım ama bu cümle 43 yaşında çok gezmiş, birçok insanla tanışmış, iş yapmış birinin deneyim paylaşımı diyelim.
En son ne zaman birine bu sana nasıl hissettirdi diye sordunuz? “Ne yaparsanız yapın, çocuğunuzun duygularını yok saymayın” demişti çocuğumun kişisel gelişim uzmanı. Bence kimsenin…
Zira yaşamla bağımızdır bir nevi duygular. Bizi tetikler, harekete geçirir, ilişkilerimize yön verir.
Benim kızım sinekten korkuyor. Üstelik sürekli tabiatın içinde olduğu bir okulda okuyor. Evimdeki yardımcılarım sürekli “ Aman, Nirvana, korkacak ne var? “ diyordu. Bir türlü anlatamadım. O sana göre, ya ona göre?
Bir gün içtenlikle sordum. “Nirvana gerçekten korkuyor musun acaba başka bir şey mi? Ne dersin?” “Anne aslında korkmak değil de iğreniyorum” dedi.
İşte bakın. Nasıl da farklı bir duygu.
Duygusal Zekâ kavramına ilgi duymaya başlayalı 1 sene oldu. Sanırım kendi iç yolculuğum da buna sebep oldu. Bu konuda yaptığım bir envanterde duygusal zekâm yüksek çıkmıştı. Önce onu okudum açıkçası. Bakın neler söylüyor:
- KİŞİSEL FARKINDALIK: Kişinin varoluşunu net bir şekilde algılaması, kendini bilmesi, kendi özel düşünceleriyle diğer insanlardan ayrı bir birey olduğunun farkında olması, bireyin kendi duygularından emin olması; bu durumu karar verme aşamalarında kullanması.
- ÖZ-DENETİM: Olumsuz duyguları kontrol altında tutabilme, hatalarının sorumluluğunu kabul etme, ilkeli davranma. İnsanlara karşı adil ve şefkatli olma. Büyük resmi görebilme, değişime ayak uydurma, sıkıntıyla başa çıkabilme.
- MOTİVASYON: Başarı umudu ve özgüvenle çalışma, fırsatları görüp, hareket geçme. Yenilgiler karşısında pes etmeme ve hataları gelişim fırsatı olarak görme.
Kitap bilgisi çok kolay ama işe nereden başlamak lazım? Duyguları anlama ve tanıma ile. Plutchik, Paul Eckman, Tomkins, Izard duyguları sınıflandırma konusunda çalışmalar yapmışlar.
Duygularla ilgili bilinmesi gerekenler:
- Duygular, olay-düşünce ve tepki karşısında oluşabilirler. Duygu başka, ruh hali başkadır.
Hepimiz deneyimlerimize ve beklentilerimize göre olayları yorumlar ve düşünceler oluştururuz. Bu düşünceler bizde duygular yaratır. Trafik sıkışık olduğunda “uzun zamandır aramadığım birini arayayım da sohbet edeyim ya da müzik harika radyoda” demeyi de seçebilirsiniz. Ya da “ Kahretsin trafik ! “ demeyi de….
Aynı olayda hissettiğiniz duygu değişir. Öfke duygusunu sürekli yaşarsanız, bu bir ruh hali olur ve insanlar size “sinirli birisin “ demeye başlar. Bu ruh halindeki kişiler de kolayca tahrik olur ve öfkelenir.
- Fizyolojik olabilirler: Yüksek tansiyon, şeker hastalığı veya alkol ve uyuşturucu bağımlılığınız varsa metabolizmanız buna göre çalışır ve ona göre duygular üretirsiniz.
- Duygular birleşerek yeni duygular oluştururlar:
Kıskançlık; kaybetme korkusu ve öfkenin bileşimidir mesela. Ya da öfke ve iğrenme duyguları birleşerek; öfke ağır basarsa nefret, iğrenme ağır basarsa; küçümseme duygusu olur.
- Duygular öğrenilir ve yönetilebilirler:
Kendinizi ifade etmek için öfkenizi göstermenizi gerektiren bir ailede büyüdüyseniz, yardım çağrınız bu olur. Ya da kendinizi ifade ederken sakin bir kararlılık ve özgüvenli bir tutum sergileyebilirsiniz. Sonuçları kesinlikle farklı olur.
- Duygular bağımlılık yaratırlar ve bulaşıcıdırlar:
Size acı veren anılarınızı taze tutacak şarkılar dinleyebilir, filmler seyredebilir ve bu konuda sürekli sızlanmayı seçebilirsiniz. Bu negatif duygunuzu da bulaştırabilirsiniz. Ya da hayatta en zor anlarda bile dalga geçmeyi seçer, gülmeye devam edersiniz. Etrafınıza da gülen insanlar toplarsınız.
- Uzun süreli hafıza duygu ile kodlanır:
İnsanlar her şeyi unuturlar ama yaşadıkları hisleri unutmazlar. En sevdiğiniz ders hala en sevdiğiniz öğretmeninizin verdiği derstir. Ve insanlarda yarattığınız etki; geride bıraktığınız duyguda gizlidir.
- Duygular bilgi taşırlar:
Eğer, bir duyguyu sıkça yaşıyorsanız onun arkasında size mesaj veren ve hayatınızı etkileyen güçlü bir inanç ya da düşünce vardır. Bu duygu ister öfke olsun, ister merhamet. Veya daha önce sevgiliniz sizi aldatmışsa bir sonraki ilişkinizde beyniniz size sürekli “bu sefer dikkatli ol” der.
- Olumlu ve olumsuz duygular vardır:
İşinize yaramayan, hayatta size engel teşkil eden, ilişkilerinizi zedeleyen ve yok eden her duygu olumsuzdur. Korku, bazen iyidir ve gereklidir. Ama kaygı enerjinizi yok eder.
Merhamet; insan olduğunuzu, sevgi; yaşadığınızı, neşe, gülmeyi hatırlatır.
Düşünce sistematiği hataları: Bunlar bir nevi bilgisayara benzeyen beynimizin virüsleridir.
Aşırı genelleme: Geçmişteki bir deneyimin tüm olaylara atfedilmesidir. Herkes, hiçbir zaman, hiç kimse, her zaman kelimeleriyle başlayan cümlelerimizde gizlidir.
Kişiselleştirme: İç sesiniz kendinizi başkalarıyla kıyaslama yapmaya zorlar.
İki kutuplu düşünme: Ya hep, ya hiç mantığıdır. Mükemmeliyetçilik yaklaşımı…
Seçici algı ve bellek: Kişi geçmişe ait olumsuz anıları saklama eğilimindedir. Konuşmalar arasından kelime seçerek dinler ve konuyu çarpıtır.
Akıl okuma: Karşımızdakinin aklından geçenleri bildiğimizi sanırız.
Abartma ve felaket haline getirme: Birkaç olumsuz olayı tüm olaylara atfetmek. Genelleme eğilimi ile pekişir.
Sihirli kelimeler:
Ne hissediyorum/yorsun/yoruz?
Duygulara liderlik etmek için:
- Duygular vardır ve gereklidir.
- Duygusalım demek değil, hangi duygunun duygusalını olduğunuzu bilmek önemlidir.
- Hangi olay-düşünce, hangi ruh haline sebep oluyor? Sizde ve başkasında?
- Hayatımı/mızı olumsuz etkileyen duygular için ne yapabilirim/iz?
Başak Tecer
Sitede Başak Tecer imzasıyla yer alan her türlü makalenin tüm hakları saklıdır. Hiçbir şekilde izinsiz kopyalanamaz, alıntı yapılamaz. Marka patent no: 2014-32347.Aksi bir durumda yasal işlem başlatılmak zorunda kalınacaktır.
Önerilen Eğitimler: Duygusal zeka, NLP ile kişisel liderlik, Özmotivasyon