Zamanınızın Patronu Musunuz?
Ne kadar iddialı bir cümle değil mi? Zaman yönetimi eğitimi, profesyonellerin en çok aldığı eğitimlerden biridir. Ve eğitim esnasında “Hımm, şimdi anladım. Bundan sonra böyle yapacağım” denilerek sınıftan çıkılıp, hayatın karmaşasına geri dönülür genellikle.
Oysa zamanı yönetebilmek için öncelikle zaman algımızı saptamak gereklidir. Zamanla ilgili birkaç varsayımdan bahsederek başlamak istiyorum.
Kitap okumaya vaktim olmuyor. Varsayım: Zaman bir emtiadır.
Koçluk yapmak için zaman yaratamam. Varsayım: Zaman üretilen bir şeydir.
Hiçbir zaman yeterli vakit bulamıyorum. Varsayım: Zamanı arıyoruz!
Bu zaman aşımına uğradı. Zaman, zamanını yönetemedi!
Zamansız oldu bu! Varsayım: Zaman düşüncesizlik etti!
Böyle okuyunca size de komik gelmiyor mu? Sanki biz değil de, zaman bizim patronumuz gibi.
Oysa zaman, beyinde bir algıdır. Kızımla konuşurken, “Anne, ne zaman işin bitecek”? diye sorduğunda, “Yarım saat sonra” dedim. “Ooo daha çok var,” dedi. Güldüm tabi. Zira benim için biraz sonra idi bu zaman birimi. Peki zaman algısı nedir? NLP’de beynimizde zaman algımız; meta programımız olarak tanımlanmış. İnsanlar; iki filtreden birini kullanıyor zamanı algılarken.
- Time-in : Zamanı olduğu an içinde algılayanlar
- Through time: Geleceğe yönelik algılayanlar diyebiliriz. Ve bu filtreler; bir algı olduğundan zamanla veya zaman üzerinde çalışılarak değiştirilebiliyor.
NLP çalışmaları esnasında yapılan araştırmalarda, özellikle Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinde bugüne ve an’a odaklı olunduğu; Kuzey Avrupa ülkelerinde ise, algının genellikle geleceğe odaklı olduğu tespit edilmiş. Avrupa ülkeleriyle iş yapan firmalar gayet iyi bilirler ki onlarla çalışmaya başladığınızda gelecek 5 veya 10 yıllık hedeflerinizi sorarlar. Bu genelde bizi şaşırtan bir şeydir. Oysa onların zamanın patronu olması konusunda bize çok önemli bir ipucu verir.
Zira zamanını iyi yöneten toplumlar, geleceğe dair hedeflerini net bir şekilde ortaya koymuşlardır. İçinizden “Eh çok normal biz ancak kalkınıyoruz, bu yüzden günü kurtarmak zorundayız” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Eğitimlerde söylediğim bir cümle vardır. Hep günü kurtardığımız için, o gün hep bugün zaten.
Firmanızın ya da bir profesyonel olarak sizin, kaç yıllık hedefleriniz var? Mesela 10 yıl sonra nerede, ne iş yapmayı hedefliyorsunuz? Ve bunu nasıl yapacaksınız? Peki 20 yıl sonra desem? Bu soruyu sorduklarım, “Yarına çıkacak mıyız? Onu bile bilmiyorum ben” diye cevap veriyor. Ne komik, kim bilebilir ki?
Hedefler belirleyebilmemiz tutkularımızı, hayat amacımızı bilmemizle ilgili. Bir nevi varlık sebebimiz. Uzun vadeli hedeflerimizi, değer ve tutkularımızla örtüştürmezsek, bunları gerçekleştirmek için de zaman ayırmayız.
Zamanının patronu olmak, sondan başa giden bir yoldur. En son varmak istediğiniz noktadan geriye dönerek başlanır.
Size bu konuda inanılmaz pratik ve faydalı bir rehber niteliğinde olan bir kitap önermek istiyorum. Harvard Business Cep kitapları serisinden Zaman Yönetimi el kitabı. Zamanın matematiğini yapmayı öğretiyor. İyi diyetisyenler, “Bu hafta yediklerini bana yaz ve getir” diye işe başlarlar. Aslında bu kitapta da aynı mantıktan bahsediyor. Zamanınızı hedef bağlantılı kategorilere ayırın diyor. Ve bir hafta içinde, bu hedefe varmak için ne kadar zaman ayırdığınızı belirleyin. Bu konuda kendimden örnek vermek istiyorum. 2006 yılında Sabah Gazetesi İnsan Kaynakları Eki’nin Genel Müdür Yardımcısı olduğumda hedefim, 2011 yılında işten ayrılıp, kendi eğitim ve danışmanlık şirketimi kurmaktı. Yönetici olarak sorumluluklarım ağırdı ve medyada hızla akan hayatın içinde birçok işi de aynı anda takip etmek zorundaydım. Bu işleri, satış, müşteri ilişkileri, idari görevler, ekip yönetimi ve stratejik planlama gibi kategorilere ayırdım. İşlerden hangilerini tek başıma yapmam gerektiğini, hangilerini başkalarıyla birlikte yapabileceğimi ve nelere ihtiyacım olduğunu belirledim. Büyük hedefimi yıllık, rutin işlerimi ise aylık hedeflere böldüm. Sıra planlama yapmaya gelmişti. Tüm bunlara yaklaşık ne kadar zaman ayırdığımı tespit ederek bir iş planı formu hazırladım.
- Yapılacak iş/onunla bağlantılı diğer işler
- Başlangıç ve bitiş tarihi
- Sorumlu kişiler
- Gerekli kaynaklar
Bu plana diyet yapan biri gibi sıkı bir şekilde uydum ve ekibimle de el sıkıştık. Bizim ekipte mesaiye kalmak takdir edilmez, tam tersi ayıplanırdı. Ve böyle bir durum oluyorsa, planlamamızı gözden geçirirdik.
Stratejik planlamalarım içinde hem kendi hedeflerim, hem de kurumun hedeflerine yönelik işler yer alıyordu. Gerekli pazarlama faaliyetleri, insan kaynağının gelişimi, uzmanlaşmak için gerekli becerileri edinmem, eğitim sektörüne girebilmek için yapmam gerekenler, eğitim vermeye başlamam vb.
5 yıl sonra kendi işimi kurduğumda bana herkes çok şanslısın demişti. Şans mı? 2020 yılında hedefim ise, çocuklar için bir vakıf kurmak. Bunun için planlamamı yaptım ve uyguluyorum. Bu hedefi gerçekleştireceğime eminim. Çünkü bu, benim öğrenmek ve öğretmek, yardım etmek, paylaşmak ve gelişmek gibi değer ve tutkularımla örtüşüyor.
Zamanınızın patronu olmak için:
- Önceliklerinizi doğru belirleyin. Bu öncelikleri belirleyen şey, tutku ve hayat amacınızı bulmaktan geçer.
- Koyduğunuz hedefin; değerlerinizle örtüşüp örtüşmediğine dikkat edin.
- Planlayın, uygulayın ve gerektiğinde bu planı revize edin.
- İşlerinizi yarım bırakmayın ve ertelemeyin.
- Erken kalkın ve erken yatın.
- Tatil yapın ve eğlenin.
- Hayır demeyi öğrenin ve deyin.
Yazımı büyük usta Charles Darwin’in sözleriyle bitirmek istiyorum: “ Hayatının bir saatini bile boşa harcayan biri, yaşamın değerini fark etmemiş demektir.”
Yazar: Başak Tecer / Harvard Business Review Türkiye
Önerilen Eğitimler: Zamanının patronu olmak, NLP ile kişisel liderlik