Bu yazımda sizlerle “Liderlik, Gençlik ve Duygusal Zeka” üzerine bir paylaşımda bulunmak istiyorum.
“Akıl yaşta değil baştadır” ne kadar güzel söylenmiş bir atasözüdür. Bu söz aslında, liderlik için de geçerlidir.
İyi bir lider olmak için yaşımızın ilerlemesine gerek yoktur.
“İnsanları Anlamaya Çalışmak” ve “Onları Harekete Geçirecek” yolu bulabilmek yeterlidir.
Peter Drucker’a göre;
“Yönetim, insanlara ilişkin bir şeydir. Görevi, insanları ortak performansı başarabilir duruma getirmek, onların güçlü yanlarını etkili kılmak, ön plana çıkarmak; zayıflıklarını da önemli olmaktan çıkarmaktır.”
Bu düşüncede “zayıflıkları önemli olmaktan çıkarmak” benim en dikkatimi çeken nokta, çünkü bunun, günümüz yöneticilerinin en büyük gelişim alanı olduğunu gözlemliyorum.
“Bu yine yanlış olmuş”,
“Sana kaç kere söyledim burası böyle olmayacaktı”,
“Kim şimdi bu işin sorumlusu”,
“bu alanda seni oldukça yetersiz görüyorum”……………… gibi bizi hiçbir yere götürmeyen, hatta kişiyi iyi yaptıklarını bile yapamaz hale getiren yaklaşımlar. Aslında kişinin mutsuzluğunun, bizim başarımızı olumsuz etkileyeceğini düşünmemiz gerekirken; onu başarmaya teşvik etmek gerekirken, başarısız ve yetersiz olduğu hissiyatını yaratarak nereye varmak isteriz ?bilmiyorum.
Yaşımızla duygusal zeka arasında da hiçbir bağlantı yoktur. Duygusal zeka, ne yaşımız ilerledikçe geliştirilebilecek, ne de toplum arasında genel bir yanılgı haline gelmiş tecrübe ile alakalı bir konudur. Ancak iyi bir lider için olmazsa olmazdır.
1909’larda başlayan araştırmalar; soyut, mekanik ve sosyal zeka olmak üzere insanın 3 farklı zeka türünde olabileceğini ortaya koymuştur. Bu 3 zeka türünün de başarı ve mutluluk üzerindeki etkisine bakıldığında;
1995 yılında Daniel Goleman tarafından ortaya konan tez duygusal zeka yaklaşımı ile birleşince şu olmuştur;
Başarı ve Mutluluk = Akademik Zeka (%20) + Duygusal Zeka (%80)
Bir çocukta bile bir yetişkinden daha yüksek çıkabilir duygusal zeka.
Kızım, oğlumu çok kızdırıyor, onu; en önem verdiği dinazorlarını masaya dizme işlemi sırasında ısırıyor. Çok sinirlenen oğlum, yumruğunu kaldırıp, dişlerini sıkıp, tüm sinirine rağmen yumruğunu geri indiriyor ve
“Ceren yapmaaaa” demekle yetiniyor. Yani 5 yaşında bir çocuk bile duygusal zekasını ortaya koyabiliyor.
Son olarak sizlerle, Amerikalı Şair Samuell Ullman’ın “Vizyon ve Gençlik” şiirini paylaşmak istiyorum;
“Gençlik bir yaşam dönemi değil, bir zihin halidir;
Pembe yanaklar, kırmızı dudaklar ve esnek dizlerle ilgili değil,
İradeyle, bir hayal gücünün kalitesiyle,
Duyguların gücü ile ilgilidir.
Yaşamın derin pınarlarının tazeliğidir.
Gençlik, cesaretin çekingenliğe,
Serüven arzusunun dinginlik sevgisine karşı,
Duygusal olarak baskın olmasıdır.
Bir çoğu kez, yirmilik bir delikanlıdan çok,
Altmışlık bir adamda görülür.
Kimse sadece yaşadığı yılların sayısı ile ihtiyarlamaz.
Biz ideallerimizi terk ettiğimizde ihtiyarlarız…
Sevgiyle kalın
Esra Ertekin Gülbay
Önerilen Eğitimler: Yönetimde duygusal zeka, NLP ile kişisel liderlik, duygusal zeka, iletişim ve ilişki yönetimi