Kurumunuz Sosyal Olarak Zeki mi?
Sosyal zekadan bahsediyorum. Sağ beyinlerin revaçta olduğu bir yüzyıla girdiğimizin farkında olmak, bence kurumların en büyük ihtiyacı.
Peki, nedir bu kurumsal sosyal zeka?
Sosyal açıdan zeki bir firmada ne vardır, ne yoktur?
Ortak değer ve inançlar: Şirketinizde tabelalara astığınız değerleri İK ve birkaç yöneticiyle birlikte mi belirlediniz? Yoksa tüm çalışanlarınızı işin içine katarak, içten dışa mı belirlediniz? Zira değer, içten dışa bir unsurdur, dıştan içe değil. Kurumsal değerinizi “aile” olarak belirlemenize rağmen;
- Yöneticileriniz gecenin bir yarısı çalışanlara mail atıp yanıt bekliyorsa,
- Çalışanlar mesaiye kalmaktan çocuklarının yüzünü bile göremiyorsa,
“Aile” değerini aşılamak adına piknikler düzenlemeniz komik olacaktır.
Ortak değer ve inançlara sahip olan bir şirkette; ortak vizyon ve misyon ve psikolojik bir kontrat vardır.
İlişki yönetimi: Sağlıklı bir ilişki, güven zemini üzerine kurulur. Çalışanlarınız, birbirlerine ve yöneticilerine güven duymuyorsa, birinin bildiğini diğeri bilmiyor ve dedikodu alıp başını gitmişse; o kurumda ilişki yönetimden bahsetmek mümkün olmaz.
Sosyal zekası yüksek firmalar:
- Çalışanın ilgi alanlarına, tutkularına hedef ve hayallerine ilgi duyar.
- Çalışanların beceri ve yetenekleri hakkında bilgi sahibidir.
- Çalışanların kimlik, inanç ve değerlerine, farklı düşüncelerine ve her şeyden önce emeğine saygı duyarlar.
Pozitif iletişim ve geribildirim
“Eleştiriye açık olmalıyız” kalıbının arkasına saklanıp sarf edilen ve karşımızdakinde hiçbir farkındalık yaratmayan yergi dolu sözlerin performansa olumsuz etkisi kanıtlayan birçok çalışma var. Bir hata olduğunda çözüme odaklanmak yerine kurumda suçlu aranıyorsa, maymunu herkes birbirine atıyorsa, iletişim tarzınızı gözden geçirin. Yöneticilerinizin sadece “Harika iş çıkardın” demek yerine, “ Bu işi yaparken gösterdiğin dikkat ve problem çözme becerin bize zaman kazandırdı” tarzında bir geribildirim stratejisini benimsemesi gerek.
Sosyal zekası yüksek firmalar çalışanların güçlü yönlerine odaklanır. Çalışanlarda farkındalık yaratacak bir iletişim üslubuyla geribildirim verirler. Bunu yaparken de beden dili ve ses tonunun öneminin farkındadırlar. Böylece gelişir ve geliştirirler.
Duyguları anlama ve yönetme
“İş hayatında duyguları bir kenara bırakmalıyız” savsatası birçok kurumun yetenekleri kaybetmesinin en önemli nedeni. İnsan duygularıyla yaşar. Kişi “Ben duygusalım” dediğinde soruyorum: Hangi duygunun duygusalı?
Çalışanlarınızın duygularını ifade etmesine ve bu duyguları tanımlamasına yardım edin. Duygusal zekası düşük bir kurumun ne çalışanıyla ne de müşterisiyle ilişkisi sağlıklı olur. Tutundurmadaki en önemli faktör, mutluluktur. Önemli olan; hangi duygunun işe yaradığı, hangisinin yaramadığını bilecek bir beceriye sahip olmak ve tüm çalışanların bunu anlayabilmesini sağlamak.
Özetle, sosyal açıdan zeki bir firmada insanlara “Neden burada çalışıyorsun?” diye sorduğunuzda size öyle bir tutkuyla anlatırlar ki; hayran kalır ve ona şunu sorarsınız: Ben de size katılabilir miyim?
Yazar: Başak Tecer / Harvard Business Review Türkiye
Önerilen Eğitimler: ik ve stratejik iç iletişim, yazışma teknikleri, beden dili, iletişim ve ilişki yönetimi, seni dinliyorum, Biz bir takımız, telefonla iletişimde ustalaşmak, Etkin geribildirim verme ve alma, ikna ve liderlik, sosyal zeka, yönetimde duygusal zeka